yağmura
yakalanmış şaşkın sözcük
düşerken toprağa,
üşüdüm usulca.
oysa parmaklarına
konuyordu ışık;
güz,
sırnaşan bir kediydi
bacaklarında.
avuçlarımı saklamıştım
senden,
sararan yaprağı, huysuz rüzgarı.
gülüşüne aldandı
yeni yetme tomurcuk,
ses verdi
papatya geçtiğin yerden.
kargaların işkillenip de
kanatlandığı an,
gördüm dallara
yürüyen sarı sıcağı
ve
keder şahlandı paltomun
yakasından.
bozkıra saplanmış
bir güz ağacıyım,
kuşlar gönder
bana sonsuz baharından.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder