Büyük şehre çemkiren, edebiyat iktidarlarına
verip veriştiren yazarlardan
olmak istemedim hiç. Nihayetinde yaşadığımız
küçük şehirlerle orantılı
yeteneklere sahiptik(!) Büyük şehirlerde
yaşayan şair yazar
takımının (en azından
bazılarının) taşraya bakış açısı bu doğrultudaydı
sanırım.
Biz taşrada
yazanların ruh halini
en iyi “arada kalmışlık”
sözcük öbeğiyle tanımlayabiliriz. Taşra insanı
her gün gördüğü, konuştuğu, yan yana
dolmuşa bindiği bir
insanın yetenekli bir
yazın adamı olabileceğini
kabul edemez, çünkü ona
göre yazar denen
varlık ara sıra
taşraya gelen, bakışlarıyla,
konuşmasıyla, giyimi kuşamıyla farklı
olan özel bir
insan türüdür. Yahu büyük
şehirdeki adamdan saymaz, taşradaki vatandaş
farklılığı kabul etmek
istemez… Söyleyin ağalar, ne yapalım?
Her ne
kadar inkar edilmeye
çalışılsa da büyük
dergileri ve yayınevlerini
odağına alan kapalı
devre bir edebiyat
dönüp duruyor ortalıkta. Gönderdiğimiz ürünlere
yüz çevriliyor. Bir gönderiyorsun, iki gönderiyorsun
sonra canı cehenneme
diyorsun.
Otuz yıldır
kitap okuyorum. Bu işin
eğitimini gördüm, Türk Dili
ve Edebiyatı mezunuyum. Dünya edebiyatının
ve Türk edebiyatının
okunması gereken yazarlarından en
az birer kitap
okudum diye düşünüyorum. Velhasılı kelam
iyi yazıdan anlarım. Kendi yazdıklarımı
da bu tarafsız
bakış açısıyla tartarım.
Benim gönderdiğim iyi
seviyedeki bir ürünü
yayınlamayıp kendi kapalı
devre çevrenden vasat
karalamaları yayınlıyorsan, bu
işte bir sorun
var demektir arkadaş.
Ben dergilerden
ve yayınevlerinden birkaç
deneme sonrası bir
cevap alamamışsam o sayfayı bir
daha açılmamak üzere
kapatırım. Ne yapayım,
taşralı bir yeteneksizim.
Edebi ortama
dair gözlemlerim var. Biraz
can sıkıcı olabilir, katılmayabilirsiniz, bendeki
izlenimler bu:
1- Kendileri şiirlerinden öykülerinden ve romanlarından daha
güzel bayanlar çoğunlukta. Feministler kızmasın
bana. Kadınlara karşı bir
olumsuz bakış açım
yok, aksine onları çok
özel bulurum; fakat arkadaş, yazılarını okuyorum, fotoğraflarına bakıyorum, yine aynı
sonuç çıkıyor. Çoğu, yazdıklarından daha
güzel.Artık nedenini siz düşünün.
2- Yukarıda da
söylemiştim , kapalı devre bir
edebiyat kendi içinde
dönüp duruyor.
3- Ayrımcılık yaptığımı
zannetmeyin, belki de ben yanılıyorum, ama Kürt
siyasi hareketine bir
köşesinden bulaşmış olanlar
edebi ortamda dev
adımlarla yürüyor ya
da yürütülüyor.
4- Marjinaller nedense
çok pohpohlanıyor.
5- Şiirlerini,
yazılarını dergilerde görüp
de beğenmediklerimle karşılaşınca
tövbe edesim geliyor. Saç, sakal,imaj, giyim, kuşam çok
şey kurtarıyor...
Bir de
ödül meselesi var
tabi. Benim de çok
eleştirildiğim bir konu. Neden
ödüle katılır insan? Çok
şey sayılabilir. Benim de
kendime göre nedenlerim
var. Taşralı yeteneksiz bir
yazar imajından kurtulmak
istiyorum belki de.
Bilindiği gibi
ben bir şairim. Son
bir buçuk iki
yıldır öyküyle ilgileniyorum. Kendimi ispatlamak
istiyorum bu alanda. İlk
önce öykü yarışmalarına
birkaç öykü göndereyim
dedim. Arkadaş gönderiyorum hemen
hemen aynı jüri
üyeleri, gönderiyorum aynı jüri
üyeleri. Duyuyorum ki yarışmalara
çok gönderiyor diyerek
ellerinin tersiyle itiyorlarmış. Aynı kişiler
bunlar , yaş ortalaması yetmiş
olan en az
iki kişi. Allah uzun
ömür versin, şair kökenli
bu abilerimiz hatırı
sayılır her öykü yarışmasında
seçici kurul üyesi. Üstelik birinin
(ki bana karşı
en çok kinlenenlerden biri) yetmişine yakın
bir yaşta ödül
aldığını da biliyorum. Seçtikleri öyküleri
de sonradan okuyorum
o ayrı mesele…
Siz her
yarışmada seçici kurul
üyesi olmak zorunda
mısınız abilerim? Duygularıyla, önyargılarıyla, nefretiyle,
kiniyle seçim yapan
bir kişi ne
kadar tarafsız olabilir?
Taşrada çemkiren
bir yazar olmaktan
kurtulamayacak mıyız? Bu
arada kalmışlık halimiz, ne zaman inecek sırtımızdan?
Aslında en
iyisi çok fazla
ciddiye almamak ve
okumak okumak okumak… Ara
sıra da yazmak…
MURATHAN ÇARBOĞA
2 yorum:
öncelikle öykülerinizdeki uslup için sizi tebrik ederim. Çok hoş, rahatlatıcı bir anlatım tarzınız var. Ümraniye yarışmasına bende hikaye gönderdim. Mustafa Miyasoğlu yarışmasında birinci olmanıza şaşırmadım. Hak ettiğinize inanıyorum. Ve tüm girdiğiniz yarışmalarda derece alacağınıza eminim. (Tabi seçici kurul değişirse)Tebrik eder başarılarınızın devamını dilerim.
Teşekkürler.
Yorum Gönder