her
sözcükle daldan dala
atlayan güz,
sararan
uyak, kanatları dökülen imge…
çepeçevre kuşatılmış
bir yalnızlık bu,
susmanın ve
inkarın çıldırttığı hayvan,
yanı başımda
iz süren yılışık
iblis…
ellerimden tutup
gözlerime bakan kız
çocuğu,
sonsuzluğa inanan
bir avuç kahkaha…
palyaço olmalıyım
diyorum sesimdeki şiire,
ışığı bükmeliyim
kızım için, gülmeliyim,
kırmızı bir
burun sarmalıyım güllerden.
günleri sahiplenmek
hevesiyle
kalbimi taşlayan
salyalı kalabalık…
oğlum kalacak
geride sönerken ışığım,
kara gözlerinden
tanıyacaklar onu,
şiir okunmuş
güzel yüzünden…
babamın gözlerinden
topladığım yazgı,
avucumda kıvranan
paramparça miras…
şiire kanıp
çiçeklenen marazlı ağaç,
her âna
bir ezgi iliştirme
yanılgısı…
oysa her şey renksiz
oysa her şey
sus.
sandık diplerinde
bulacak çocuklarım,
bir tutam
adak saçı gibi
epriyen şiirimi
MURATHAN ÇARBOĞA
ORONTES SAYI:1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder